Anaokulunda İlk Gün!

Milliyet gazetesinde yer alan bir yazıyı paylaşıyoruz. Faydalı olacağını umuyorum :)


"Uzmanlar okulların açılmasına az bir süre kala çocukların anaokuluna alışma sürecine ilişkin velilere neler yapmaları konusunda bazı ipuçları verdi.



Anaokulu eğitiminin sağlıklı bir gelişim için çok önemli olduğunu belirten Psikolog Eda Gökduman, anaokulunu, çocukların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabileceği becerileri gösterme zamanı olarak tanımladı. Psikolog Gökduman, "Anaokuluna başlama süreci bazı çocuklarda hızlıca tamamlanırken bazı çocuklar çok zorlanabiliyor. Kaygılar artabiliyor, uzun ağlama krizleri yaşanabiliyor. Duygusal gelişimin zarar görmemesi için hem ailenin hem de okulun dikkatli olması önemlidir. Bu dönemin sağlıklı tamamlanması için ilk isteğimiz annenin de bu ayrılma sürecine duygusal olarak hazır olmasıdır. Anne veya baba nasıl davranması gerektiğini bilirse çocuğun duygusal gereksinimleri daha fazla karşılanacak, duyduğu endişe ve korkular azalacaktır" dedi.











-İLK GÜN YAPILMASI GEREKENLER-






Psikolog Gökduman, ilk okul gününde beraber yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:


"Çocuğunuzun ve sizin stresli olmadığı bir dönemi seçmelisiniz: Okula başladığı dönemde çocuk duygusal olarak rahat olmalıdır. Aksi halde yaşanan stres çocuğun okul ile ilgili algısına yansıyacak ve öğretmeni ile kuracağı iletişime zarar verecektir. Annenin gergin ve stresli olmaması da bu dönemde gerekli sabrı ve anlayışı göstermesi bakımından önemlidir.


Çocuğunuzun hastalık döneminde olmamasına dikkat etmelisiniz: Hastalık dönemlerinde çocuklar huysuzlanır. Anneden ayrılmak istemez. Bu nedenle daha huzurlu olduğu dönemlerde okula başlamaya özen göstermelisiniz.


İlk gün çoğunlukla çocuğunuzun yanında olun: Birçok anne ilk gün görevi öğretmene bırakmaya çalışır. Bu çocukta kaygıyı başlatabilir. Sizden ayrılması için acele etmemelisiniz. Sizin olduğunuz, kendisini güvende hissettiği zamanlarda yanında olarak hem ortama hem de öğretmenine ısınması için ona yardımcı olun.






Oyun oynasın ve keyifli zaman geçirsin : İlk gün kontrolü ona bırakın. Yapmak istediklerini yapsın ve tüm merakını gidersin. Öğretmeninin onun istediklerini yapıyor olması onu mutlu edecek yıl boyunca devam etmesi gereken güven ve sevginin temelleri ilk gün atımlı olacaktır.


İlk gün fiziksel gereksinimlerini siz karşılayın: Tuvalet ve yemek gibi gereksinimlerini ilk günlerde öğretmenine yaptırmak istemeyebilir. Bu onun için özel ve alışkın olmadığı bir durumdur. Eğer öğretmenin gereksinimlerini karşılamasına izin veriyorsa devam edebilirsiniz. İstemiyorsa zorlamayın.






İlk günü süre olarak uzun tutmayın: İlk gün okuldan keyifli ayrılması önemlidir. Uzun süre okulda kalması sıkılmasına neden olabilir. Bu nedenle keyifli geçen birkaç saat ilk gün için yeterli olacaktır.


Öğretmenin sıcak ve güven veren iletişimi önemlidir: İlk günkü karşılaşmada öğretmenin yaklaşımı okula olan olumlu algısı için çok önemlidir. Bu nedenle öğretmenin yaklaşımlarını çok iyi gözlemleyin. Eve gittiğinizde öğretmenin ismini ve okulda geçirdikleri keyifli vakitleri ona hatırlatın. Bu; okul ile ev arasında bağ kurmasını sağlayacak ve öğretmenine daha hızlı alışmasına zemin oluşturacaktır.


Öğretmenine alıştığını hissettiğinizde yavaş yavaş uzaklaşın: Bu alışma süresi her çocukta farklıdır. Bazı çocuklar ikinci günde sizden uzaklaşmayı başarabiliyorken bazı çocukta daha uzun sürebiliyor. 2-3 veya 4. gün aynı ortamda olmaya devam etseniz de o öğretmeni ile oynarken siz biraz uzakta durup başka şeylerle ilgilenebilirsiniz.






Başlangıç için arkadaşlarına değil öğretmenine alışması önemlidir: Birçok anne ilk günlerde çocuğunun diğer çocuklarla birlikte oynamasını ve onlara alışmasını ister. Bu yanlış bir düşüncedir. Öncelikli olan bir yetişkine güven duymasıdır. Çünkü ilerleyen dönemlerde bir sorun yaşadığında sığınacağı kişi siz değil öğretmeni olacak. Bu nedenle ilk sıcak iletişim öğretmeni ile kurulmalıdır.


Aşamalı uzaklaşma süreçlerine başlayabilirsiniz: Bu sürece geçmeniz için çocuğunuzun duygusal olarak hazır olduğunu gözlemlemelisiniz. Öğretmenine güven duygusu oluştuğunda ve oyun oynarken siz uzaklaştığınızda hemen sizi aramıyor, ağlamıyor ve kaygılanmıyorsa başka bir odada kalabilirsiniz. Bu sürece hazır olma süresi her çocukta farklıdır unutmayın.


Evde öğretmeni, arkadaşları ve okulla ilgili sohbetler edin: Bu sohbetler okul algısının güçlenmesini ve hayatında okulun bir rutin haline gelmesini sağlayacaktır. Sohbetlerden keyif aldığını hissettiğiniz sürece devam edebilirsiniz. Hoşlanmıyorsa bırakın. Okul ve ev arasındaki bağı kuvvetlendirmek için eğer kabul ediyorsa evden birkaç eşya, oyuncak götürebilirsiniz.


Ayrılma süreci: Bu aşamaya gelme ve duygusal olarak hazır olma süresi her çocuk için farklıdır. Çocuğunuz öğretmeni ile yeterli iletişimi kurabilmişse, ona güven duyup fiziksel ihtiyaçlarını gidermesine izin veriyorsa, sizin aşamalı olarak uzaklaşma ve ortadan kaybolma süreçlerinizde sizi aramıyorsa siz olmadan okulda kalma aşamasına geçebilirsiniz. Bu süreyi başlangıçta kısa tutmalısınız , zamanla bu süreyi duygu ve davranışlarına göre uzatabilirsiniz.






Uyum süreci tamamlandıktan sonra servis, yemek ve uyku aşamalarına geçmelisiniz: İlk günlerde servise binmek çocukta kaygıyı arttırabilir. Her aşamaya geçişte çocuğun duygusal olarak hazır olması önceliklidir. Kabul etmiyorsa asla zorlanmamalıdır. Ev ve okul birlikte hareket ederek ikna çabalarına sevgi ve güven duygusunu zedelemeden devam etmelidir.


Okula uyum sürecinde çocuğunuzda bazı duygusal ve davranışsal değişimler gözleyebilirsiniz: Bu süreçte çocuğun bazı kaygılar yaşaması normaldir. Bu kaygılara bağlı olarak evde sizden ayrılmak istememe, huzursuzluk, iştah ve uyku düzeninde bozulma, sık ağlama görülebilir. Bu dönemde çocuğunuza karşı sabırlı ve anlayışlı olmalısınız. Gerektiğinde okulla iletişim halinde olmalı ve birlikte hareket edebilmelisiniz."

Yorumlar